21. yüzyılın en büyük kavramı olan Küreselleşmeyi, farklı şekilde irdelendiği “Dünya Düzdür” adlı kitap, ABD’li gazeteci “Thomas L. Friedman” tarafından ele alınmış. Yazar bu kitabında küreselleşmeyi 3 kademede ele almış. Daha sonra bunun akabinde düzleşen dünyamızı 10 farklı temel olaya bağlayıp, kitabın sonunda şimdiye kadar olanların yansımasını hakkında düşüncelerini belirtmiş.
Küreselleşmenin ilk adımı olarak Kristof Kolomb’un dünyayı keşfetmesini ön görmüştür. Bunun akabinde insan tarafından bilinen dünya sınırlarının yeniden düzenlenmesinden sonra eski yönetim sistemlerinin çöktükten sonra beraberinde getirdiği yeniliklerden birisi olan ekonomik ve sosyal düzenin yeni sistematiği üzerine kurulu dünya ülkelerinin şekillenmesinden söz edilmiş. İkinci adımda iletişim araçlarının keşfi ve gelişimi ile birlikte, milenyum çağına doğru ilerleyişte ki aşamalardan söz edilmiş. Gelişen teknoloji ile birlikte hayatımıza sırasıyla girmeye başlayan telgraf, telefon, bilgisayar ve bunu takip eden sistemlerin, kıtalar arası mesafeyi ortadan kaldırıp, düzleşmeye giden dünya için büyük adım olduğu belirtilmiş. Son evrede ise bu sistemin en büyük parçası olan “birey” kavramı üzerinde durulmuş. Yani 1800’lü yıllardan bu yana değişen dünyamız da gelişen teknoloji ile birlikte insanların tek başına önemli iletişim unsuru olduğu ve sınırların kalkıp daha kolay bilgi akışının sağlandığı bu sistem de “Bir birey olarak bu sistemin neresindeyim?” sorusu vurgulanmış. Artık birkaç yüz kilometrelik mesafenin bile günler aldığı ve iletişimin son derece ağır olduğu zaman diliminden ışık hızındaki iletişim yapısına geçtiğimiz bir sistemde, birey olarak bu yapının önemli bir parçası olduğumuzun sorgusu yapılması gerektiği vurgulanmış. Düzleşen dünya kavramının doğmasını sağlayan 10 farklı yapıyı da irdeleyen yazarımız, onları da şu şekilde açıklamış:
İlki Berlin duvarının yıkılması ile birlikte oldu. Soğuk savaşın gölgesinde kalan bir kısım Avrupa toplumları özgürleştirildi, yeni haklar tanındı ve eşitlikçi anlayışın olduğu yeni zeminler inşa edildi. Bu gelişimle birlikte bilgisayar ve bilgisayar sistemleri de geliştirildi, kullanım alanları yaygınlaştırıldı. Windows tabanlı sistemlerin, bireysel kullanımda alanı genişlemişti ama internet kullanımı alt tabanlarda yer aldığı için bir browser vazifesi gören sistemin yokluğu öne çıktı. Yani bilgi akışı için internet tarayıcısı gerekliydi. Bunu da Netscape sağladı ve başta e-mail olmak üzere belli başlı bilgilerin yayılımı genişledi. Yani dünya git gide düzleşmeye ve engeller ortadan kalkmaya başladı. Bilgisayar ve internet gelişimini ihtiyaçların doğması ile devam etti. İş akış yazılımlarına duyulan ihtiyaç bunlardan birisiydi. Yani, sanal ortamda bazı nesnelere şekil vermek, düzenlemek ve birçok komutu sağlamak gibi işlevlerin yerine getirilmesi, iş dünyasında büyük kolaylıklar sağladı. Yazar, 10 farklı yapı içerisinde bir takım terimlere de yer vermiş. Bunlardan birisi olan “open-sourcing” ile linux gibi ücretsiz yazılım dağıtıcısı ve geliştirici tabanların yer almasından bahsetmiş. Bu terimle, sanal dünyanın belirli kısım elinde tutulmasını ortadan kaldırıp, aslında sanal dünyamızın özgürleşip gelişmesi adına önemli katkı sağladığının da altı çizilmiş. Diğer bir terim olan “out- sourcing” ise bir zamanlar Telekom şirketlerinin erken atağı olan fiber optik yatırımlarının boşa çıkmasıyla satışa çıkardığı bu alt yapının Çin, Hindistan gibi ülkeler tarafından rağbet görmesi sonucu, bu alanda uzman insanların Asya’ya kaymasını açıklıyor. Bir başka terim olan “off-shoring” ise Çin’in Dünya Ticaret Örgütüne üye olmasıyla birlikte yeni pazarların dünyaya kazandırılması ve üretim sahalarının genişletilmesiyle birlikte dünyanın düzleşmesi üzerine bir adımın daha atıldığı ifade ediliyor. Supply Chains, yani Tedarik Zincirleri olarak adlandırdığı bir diğer yapı da ise dünyanın düzleşmesinin akabinde talep edilen ürünün anında üreticiye bildirilip, devamında raflarda yerini alması sağlanıyor. Bu sistemin gelişimi ile birlikte ürünlerin ilgili yerlere dağıtımı da büyük önem arz etmeye başladı ve kargo şirketlerinin varlığı daha fazla önem kazandı. Düzleşen dünya da istenilen her ürünün, dünyanın öteki ucuna kısa sürede ulaştırılması da bu sistemin bir parçası oldu. Yazarımız bunu da “In-Sourcing” kavramı adı altında değerlendirmiş. 9. yapı da “In-forming” adlı kavram öne çıkarılmış. Bu terim kısaca, Google’ın bizlere sunduğu aranılan birçok şeye bilgisayar üzerinden saniyeler içinde ulaşması olarak adlandırılıyor. Son kullandığı “Stereoidler” terimi ise, yukarıda kullanılanların hepsini kapsamakta. Kısaca teknoloji ve onun nimetleri.
Friedman, küreselleşme olarak giriş yapıp düzleşen dünyamızın, yakın tarihteki korkunç hızdaki gelişimini temel hatlarıyla değerlendirmiş. İnsanlar arası iletişimin, dünyanın neresinde olursa olsun sadece bir tık uzağında olduğunu ve aranan birçok şeye ulaşılması konusunda mevcut yapının büyük imkanlar sunduğunu ele almış olsa da, durmadan gelişen bu yapının doğru ellerde olmadığı sürece büyük felaketlere yol açacağı da diğer önemli ana düşünce konusu olmuş.